15 Nisan 2012 Pazar

Yarınların Umudu Çocuklarımız Oldu



Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti'ne uzanan yol, 23 Nisan 1920'de aydınlığa kavuşmuştu. Meşrutiyet'in ilan edildiği tarih olan 10 Temmuz'un resmi bayram olarak kutlanması, eğitim alanı içinde de geçerli olan bir uygulama olmuştu. Her yıl 10 Temmuz günü okullar iki gün süre ile tatil edilir ve bugünlerde okullarda özel törenler düzenlenirdi. Çocuklar kırmızılı beyazlı elbiselerini giyer, okula gelerek ilk olarak öğretmenlerini tebrik ederlerdi. Ardından vatan ve millet sevgisinin anlatıldığı şarkılar ve marşlardan söylenirdi ki bunlardan bir tanesi de Güftesi Hızırzade Rüştü'ye "İleri Arş! Ne güzel Marş"tır. Ülkenin içinde bulunduğu bu zor dönemlerde çocuklar için sık sık bayramlar düzenlenmiş ve bu bayramlar geçirilmekte olan zor günlere rağmen kutlanmıştı. Bu bayramlardan biri de "Çocuklar Bayramı" adını taşır.

15 Mayıs 1916'da kutlanacağı günler önceden duyurulan bayrama İstanbul'daki okulların büyük çoğunluğu katılmıştı. Kağıthane semtinde kutlanan bayramda jimnastik oyunları ve gösterileri gerçekleştirilmiş, çeşitli yarışmalar düzenlenmiş, şarkılar ve marşlar söylenmişti. Berabere biten bir maçın da düzenlendiği bayram bir geçit merasimi ile son bulmuştu. I. Dünya Savaşı'nın en zor döneminde devletin çocuklar için bir bayram düzenlemesi ve bunun neşe içinde kutlanması gerçekten dikkat çekicidir. Çocukların kutladığı bir başka bayram da "Ağaç Bayramı" idi. Çocuklara ağaçları ve ormanları sevdirmek, onlara ağaç diktirmek, orman yetiştirmenin faydalarını anlatmak amacı ile kutlanan bu bayram Erdek'te kutlanmış ve bütün okullardan bin iki yüz kadar öğrenci katılmıştı. Aynı isimde bir başka bayramın da Eskişehir'de düzenlendiği görülür. Sabah saat 9.30'da toplanılmış, şiirler okunmuş, şarkılar söylenmiş ve saat 15.00'e kadar fidan dikilmişti. Savaş döneminde kutlanan bayramlardan biri de "Mektepliler Bayramı"dır. Bu bayram çocuklar için okulların kuruluş yıldönümüne denk gelen günde kutlanılması öngörülmüş ve bu şenliklere ailelerin de davet edilebileceği ilave edilmişti. Bursa, bu bayramların kutlandığı illerden biri olmuştu.

Okullarda okuyan kız ve erkek öğrencilerin tümü katılmış, neşe içinde kutlanan bir bayram olarak kayıtlara geçmişti. (1917) Edirne'de kutlanan Mektepliler Bayramı'nda da geçit töreni yapılmış ve bu tören sinematograf makinesi ile görüntülenmişti. Maarif Nazırı Şükrü Bey'in başkanlığındaki organizasyon komitesince düzenlenen "İdman Bayramı"na ise okullardan çok sayıda öğrenci katılmış ve bu bayramda da yarışmalar düzenlenmişti. (1 Mayıs 1917) Dönemin gazetelerinden Tasvir- i Efkar, 1918 yılında düzenlenen İdman Bayramı'nı okurlarına şöyle duyuruyordu: "Darülmuallim'in Tatbikat talebesinden kırk küçük, refakatlerinde muallimleri İhsan Bey, onların arkasında Darülmuallim'den iki yüz talebe, refakatlerinde muallimleri Selim Sırrı Bey olduğu halde marş söyleyerek geçtiler. Üzerlerinde beyaz gömlek, siyah pantolon, kırmızı kuşak vardı. Kıyafetleri pek zarif, yürüyüşleri pek muntazamdı. Daha sonra otuz iki Numune Mektebi muhtelif marşlar söyleyerek geçip evvelce kendilerine tahsis edilmiş olan yerlere gittiler.

Ortadaki geniş meydanda başka kimse yoktu. Şimdi herkes sabırsızlıkla bu çocukların jimnastiklerini görmek istiyordu. Birden Selim Sırrı Bey'in yüksek sesi duyuldu: "Hazır ol!" Bu ses talebe üzerinde bir elektrik gibi tesir gösterdi. Bayramların ortak tarafı eğlence ve oyunun yanı sıra disiplinli, iyi eğitilmiş bir neslin ortaya çıkarılmasıdır. Devlet bu bayramları düzenleyerek çocukların morallerini yüksek tutmaya çalışmış ve bu bayramlar ile disiplinli bir hayat konusunda bilinçlendirme yoluna gidilmiştir.

ERGÜN HİÇYILMAZ –SABAH-25.04.2004

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eski İstanbul Hayatı OSMANLI İmparatorluğunun merkezi  olan İstanbul, tarihi, değerli eserleri ve tabii güz...