
Her ziyafette, devlet erkânı davet edilmeden hazır bulunur, gereken kimselere davetiyeler gönderilirdi. Şeyhülislâm’ı, Reisülküttap ve Yeniçeri Ağası’ndan başka bütün devlet erkânını Kethüda davet ederdi. Ziyafetlerde her günkü sarık ile ferace samur kürk giyilir; atlara kemerraht vurulurdu. Bütün devlet erkânı, Üçüncü Ahmed'in teşriflerini Mirahor (İmrahor) Köşkü'nde beklerdi. Sultan Üçüncü Ahmed,Mirahor Köşkü'ne son derece süslü ve mükemmel bir alayla gelirdi. Alayın önünde kılavuz çavuş; sonra sırasıyla Dergah-ı Ali çavuşlarıyla, Silahtar çavuşları, gönüllü zeamet sahipleriyle dört bölük ve Sipahi ağaları, Rikâb-ı Hümâyûn ağaları Zât-ı şâhâne, Enderun ağaları, beş yüz kadar nefer, ondan sonra da Mehterhane takımı gelirdi. Ziyafetler son derece gösterişli olurdu.
Sultan Üçüncü Ahmed, Sâdâbâd safasına bazen de büyük saltanat layıklarıyla gelirdi. Mesirenin tabii güzelliklerinin arkasında, yüksek çınarların altında, uzun ve beyaz kavukları, renk renk cübbe ve kirişleri, geniş şalvarları, kâtibi sarıkları, samur, kakum ve zerdeva kürkleriyle padişah maiyetinin, yeniçeri tayfasının, cebecilerin ve kumbaracıların, baltacı ve bostancı neferlerinin kapı yoldaşlarının dolaştıkları, hanımların kafeslerine bağladıkları ince tül yaşmaklar, sıkma feracelerle bu bahar şenliğine başka bir tatlılık yeni bir cazibe kattıkları görülürdü.
Üçüncü Ahmed, Kâğıthane'ye geldiği zaman, her tarafa çadırlar kurulurdu. Ziyafetin sonunda nişan talimleri, at yarışları, pehlivan güreşleri,ayı ve köpek kavgaları icra olunurdu. Bazen top talimleri de yapılır, nişangahlar "yıldırım gibi hareket eden güllelerin isabetiyle, ehl-i imana düşman olanların evleri barkları gibi berbat edilirdi." Nişancılıkta maharet gösterenlere padişah tarafından altınlar, damatlara samur kürkler, elmaslı hançerler ihsan buyurulurdu. Padişahın huzurunda yarışlar yapıldığı, nişan müsabakaları gerçekleştirildiği sırada, Şairler de padişahın teşrifini övmek için kıt'alar, kasideler söylerlerdi. Meselâ devrin seçkin şairi Seyyid Vehbî, Sultan Üçüncü Ahmed ile vezirinin bir kayıkta, ağaçların altında dolaşmasını tasvir etmek için:
Bindi bir zevraka dâmâdı ile Hazret-i ġâh
Burc-ı Ahi'de kıran eyledi san mihr ile mâh
beytini söylediği sırada, Nedim daha nezih, daha Şairane teşbihlerle dolu kasideler tanzim ederdi. Bütün Şairler, Üçüncü Ahmed ile vezirinin takdirine mazhar olur, Şairlere hediyeler ihsan edilirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder