15 Nisan 2012 Pazar

Mısralarda Kağıthane

Leyla Hanım, Moralı Zâde Hâmid Efendi'nin kızı ve Keçecizâde İzzet Molla’nın yeğeni. Çocuk denecek yaşta babasını kaybetti. Dönemin ünlü şairleri ve dayısı olan Keçecizade İzzet Molla'dan özel ders aldı. Saray kadınlarıyla yakın ilişkisi olduğu bilinen, iyi eğitimli ve çok kültürlü bir şair. Hazır cevaplığı ve şakacılığı ile de tanınır. Mevlevî tarikatına katıldı. döneminin koşullarında bir kadın için serbest sayılabilecek söyleyişiyle dikkat çeker. Edebî bir çevrede yaşadığı için verimli bir şair. Şiir dili açık ve sade. Bir Divanı var. 1848'de yaşamını yitirdi. Galata Mevlevihanesi kabristanında toprağa verildi.

Onu "Zeynep Hatun, Mihri Hatun, Fıtnat Hanım ve Şeref Hanım" ile birlikte divan şiirinin en önemli beş kadın şairinden biri olarak kabul etmek gerekmektedir.
Şakaya ve espriye oldukça düşkün olan Leyla Hanım'ın şiirlerinde İstanbul, belli başlı konular arasında 'yer alır. Eğlenceye düşkün kişiliği, şiirlerine de yansıyan Leyla Hanım aristokrat zümrenin mesire eğlencelerini de zaman zaman yad etmektedir. Özellikle şarkılarında Boğaziçi Kağıthane, Bahariye, Küçüksu gibi muhitlerin sazlı sözlü meclislerini tecrübeleriyle şiire aktarmıştır.
Sürdüğüyçin payine rüy-i niyaz
Reşk-i mevadır bahariye bu yaz
Dinle bülbül çaldırıp ney ince saz
Kasr-ı Kağıthane’de eyle Safa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eski İstanbul Hayatı OSMANLI İmparatorluğunun merkezi  olan İstanbul, tarihi, değerli eserleri ve tabii güz...