İlk İlaç Fabrikası Kağıthane’de
Türk alimi, tabibi, tarihçisi. 1771’de İstanbul’da doğdu, 1826’da
Tire’de vefat etti. Ailesi çok varlıklıydı, ailesinin Ortaköy’deki
yalısında dünyaya geldi. Dedesinin mesleği olan tarakçılığa nispetle
Şanizade lakabıyla anılır. Eğitiminin daha ilk yıllarında, özellikle de
tıbba ve matematiğe karşı büyük ilgi duymaya başladı. Çok yönlü bir
alim, gerçek bir hezarfen olan Mehmet Ataullah Efendi’den Latince,
İtalyanca, Fransızca ve bir miktar da Almanca dersleri aldı .Tarihi
kayıtlar bize Şanizade’nin Süleymaniye Tıp Medresesinde dönemin en
önemli hekimlerinden Hekimbaşı Numan Naim Efendi’den ders aldığını,
dışarıdan gelen yabancı hekimlerle sık sık görüşerek mesleki bilgi
alışverişinde bulunduğunu, hem teorik ve hem de pratik tababet
uygulamaları içinde olduğunu aktarmakta. Özellikle tıp alanındaki verimi
gerçekten öncü çalışmalardan oluşuyordu. Şanizade, tıp terimlerini ilk
defa Türkçe’ye çevirmiş, ilk resimli anatomi kitabını basmıştı.
Kavanin-i Cerrahin (Cerrahların Kanunları) kitabında bölüm bölüm
cerrahi rahatsızlıklara yer vermiştir. Önce hastalıkların türleri,
ardından nedenleri, belirtileri, ilaçları ve nihayet yapılması gereken
cerrahi müdahaleleri içeren kitap, cerrahlar için bir rehber
mahiyetindedir.
Mizan-ül Edviye basit ve bileşik ilaçlar üzerine bilgiler veren
Müfredat-ı Ecza-ı Tıbbiye (İlaçların İlkel Maddeleri) ve Mürekkebat-ı
Ecza-ı Tıbbiye (İlaçların Bileşimleri) isimli iki yapıttan mürekkeptir.
Bu kitaplarda ilk kez yüksük otu (digitali)’nun fizyolojik etkileri
anlatılır. 1801’de Jenner’in çiçek aşısı üzerine yaptığı çalışmaları üç
yıl sonra çevirmiştir. 1811’de Jenner ve Mardini’nin bu çalışmalarını
inekler üzerinde denediklerini öğrendiğinde, bunu Kâğıthane’deki inek
çiftliklerinde başarıyla tekrarlamış ve çiçek aşısı elde etmiştir.
Burada bir aşı merkezi kurmak istemişse de ihtiyacı olan desteği
bulamamıştır. Sultan Abdülmecit’in çiçek olmasını müteakip, bu destek
kendiliğinden sağlanmış, İstanbul/Osmanlı bir aşı merkezine kavuşmuş,
çiçek aşısı da zorunlu hale gelmiştir. 1812 yılında İstanbul’da
başgösteren veba salgını sırasında onca gayretine karşın, karantina
uygulamasında başarılı olamamıştır. İstanbul’da ilk modern karantina 20
yıl sonra uygulanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder