Kağıthane Dönüşü Eğlenceleri
Akşam güneşi batmaya başlarken emniyet görevlileri' halk'a evlerine
dönme zamanının geldiğini hatırlatırlar, ihtarı dinlemeyenleri
Kağıthane'yi terke icbar ederlerdi. O zamanlarda yaşayanların bildiği
gibi dönüş gidiş, gibi dağınık olmaz planlı ve eğlenceli olurdu. Asıl
eğlenceler dönüşte yapılırdı. Ecnebiler sandallarla, Sefaret memurları
elçi kayıklarıyla dönüşü seyre çıkarlardı. Boğaziçi'nin büyük kayıkları,
allı yeşilli bayraklar ve renk renk kağıt fenerlerle donatılmış olduğu
halde zurna havası tutturarak kayıkların kıç üstünde oynar böylece
Boğaz'a doğru yol alırlardı.
Mahalle tulumbacıları darbuka, maşalı zil, çığırtmadan meydana gelen
çalgı takımlarıyla hovarda ağzı maniler söyleyerek geçerlerdi. Bal ve
yağ kapanları hamalları salapuryalara dalarlar davul ve düdüklerle
memleket türküleri söylerler, çalıp çağırarak giderlerdi. Bir takım
beylerin teşkil ettiği musiki heyetleri, kayık ve sandallarını birbirine
yanaştırıp fasla başlarlar, kendilerini kadın ve erkek sandalları da
yakından takip, ederdi. Bazı sandal meraklısı pehlivan yapılı
delikanlılar narin sandallarda kürek çekerek birbirleriyle yarışırlardı.
Mektep çocukları da dere kenarlarındaki sazlardan külahlar yapıp
başlarına geçirirler güler oynarlardı. Bazı kimseler deredeki adacıklara
sandallarını yanaştırır dönüş şenliklerini buradan seyir ederlerdi.
Atlılar, arabalılar yollarda gah eğlenir gah giderler bir kısmı da: yol
kenarındaki Silahtar Ağa meyhanelerine uğrar, kısa bir tezgah başı mermi
yaparlardı.
Bu suretle akıp giden deniz ve kara yolcularının hepsi Bahariye'de
toplanırlardı. Bu kalabalık Bahariye Deresi’nde o hale gelirdi ki,
kayıktan kayığa geçilir, olurdu. Her kafadan bir ses çıkar, heyheyler
dünyayı tutardı. Biraz sonra oradan da hareket başlardı. Cuma'ları
Bahariye'ye gelen saraylılar, Bahariye Kasrında o zaman türemiş bulunan
Ulahlılar adı verilen orkestra takımını köşkün bahçesine alıp
çaldırırlar, bu ahenk ortalığa başka bir parlaklık verirdi..
Bu gün Bahariye'de mevcut harap yalılar o zaman zenginlerin mamur
yalıları idi. Cuma'ları yalıların içleri ve dışları kibar, hatta vekil
ve vezir misafirlerle hıncahınç dolar, karşılarındaki adalar da türlü
çiçeklerle bezenmiş olduğundan misafirlerin bir takımı da bu adalara
geçip neşeli sohbetler, gürültülü kahkahalarla Kağıthane dönüşünü
seyrederlerdi. İşte bu hayhuylar ve neşeli eğlenceler inkılaplardan
sonra yapılan şenlikleri andırırdı. Şu kadar ki inkılap şenliklerinde
söylenen milli marşlar yerine o zamanlar aşıkane şarkılar duyulurdu.
Kağıthane'ye gidemeyen civar ahalisinden birçok kadınlar çoluk
çocukları ile Fener ve Cibali İskele Meydanı’nda toplanırlardı.
Buraların deniz kenarları her zaman süprüntü yığınları ile dolu olduğu
için köpekler burunları ile deşip koklarken birbirleri ile
hırlaşırlardı. Bu iğrenç mezbeleden Kağıthane dönüşünü seyredeceğiz diye
birikenler. taşlar, direkler ve, toprak üstüne çömelerek bayağı
satıcılarının bayat yemişlerini alıp yerlerdi. Halk dilinde buralara
(Bitli Kağıthane) denilirdi.
BİR ZAMANLAR İSTANBUL TERCUMAN 1001 ESER -BALIKHANE NAZIRI ALİ RIZA BEY -SAYFA 209
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder