24 Temmuz 2012 Salı

YAKUP CEMİL

İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli silahşörlerinden, 1916 yılında Kağıthane’de idam edilen Yakup Cemil  1883 yılında, büyük Çerkez göçüyle İstanbul’a gelmiş bir ailenin çocuğudur.  1903'de Teğmen rütbesiyle Harp Okulu'ndan mezun oldu. İlk görev yeri Manastır'da  Enver Paşa'nın emrinde bulunmuş ve hayatı boyunca da Enver Paşa'nın en yakınındaki adamlarından biri olmuştur. II. Meşrutiyet dönemine kadar bu bölgede görev yaptı. Bulgar, Sırp, Yunan, Arnavut çetelerine karşı mücadele etti. Gayri Nizami Harp tecrübesini bu dönemde kazandı. Teşkilatı Mahsusa kurulduğunda. Kuşçubaşı Eşref'in ilk istediği adamlardan birisiydi . Herzaman çift silah taşıyan en ufak şeylerde bile hiç çekinmeden tetik çeke bilen biri. Her zaman sol eli ile tokalaşırdı tanımadıkları ile...sağ eli her zaman silahındaydı... İhtilalin ardından İttihat ve Terakki cemiyetince 1909 yılında İran'a gönderildi. 31 Mart olaylarının patlak vermesiyle İstanbul'a çağrılınca görevini bırakmak zorunda kaldı. 1910 da gazeteci Ahmet Samim Bey'e düzenlenen suikastın faili olduğu iddia edildi ancak bu iddia ispatlanamadı
Bab-ı Ali baskınında Yakub Cemil, Bab-ı Ali binasına ilk giren baskıncılar arasındaydı. Baskın esnasında karşılarına çıkan ve "Siyasete karışmayacağınıza söz vermiştiniz sözünüz bu muydu?" diyen Harbiye Nazırı Müşir Nazım Paşa'yı "bu herife laf anlatılır mı" deyip şakağından vurmuştur. Bu olayın etkisiyle kısa bir süre sonra, yüzbaşı rütbesinde iken ordudan atıldı. Yine de aynı yıl Garbi Trakya Muvakkat Hükümeti'nin kurulmasıyla sonuçlanan muharebe döneminde Enver Bey'in emrinde orduda gönüllü olarak yer aldı.
1911'de Trablusgarp'ı(Libya) kurtarmak amacıyla başlatılan mücadeleye katıldı. Trablusgarp yoluna Binbaşı Mustafa Kemal Bey ile çıktı. Yakub Cemil yine Enver Bey'in emrindeydi. Yerel halkı örgütleyerek gerilla savaşını başlattılar. Bu esnada düşmana bilgi sattığından şüphelendiği kendisinden rütbeli teğmen Şükrü'yü bir gece çadırına gelerek uykusundan kaldırıp kafasına bir kurşun sıkarak öldürmüştür. O gece karargah karışmış ve Yakup Cemil bir çılgınlık daha yapmaması için İstanbul'a gönderilmiştir. Daha sonra bu olayı kendine soranlara "siyah olduğu için öldürdüm" demiştir.!!!!!
İstanbul günlerinde İttihat ve Terakki yönetimi ile ters düştü ve İtilaf devletleri ile barış için İttihat ve Terakki hükümetini ikna, bu mümkün olmazsa darbe ile devirme planları yaptı. İttihat ve Terakki hükümetini dağıtmak, İtilaf devletleri ile barış yapacak bir hükümeti yıkmak istiyordu. Başkomutan ve Harbiye Nazırı adayı ise Mustafa Kemal'di.  , Meserret Kıraathanesi'nde uluorta bağırıp çağırmış, yan tarafta bilardo oynar gibi yapan Teşkilat-ı Mahsusa ajanları da bunu rapor etmişlerdi. 
İş o kadar ayyuka çıkmıştı ki, bir gün Ömer Seyfettin  dahi  kendisini  uyarma  ihtiyacı duydu.
 İttihat ve Terakki içindeki entrikaların sonucunda Talat Bey grubunun Enver Paşa'yı kandırması sonucunda hükümeti devirmeye teşebbüs ve Harbiye Nazırı Enver Paşa'ya suikast suçlamasıyla tutuklandı. Enver Paşa Yakup Cemil'in idam edilmesinden yana değildi. Ancak Enver Paşa'nın yurtdışında bulunmasını fırsat bilen Talat Paşa Yakup Cemil'in idamına karar verdi. 11 Eylül 1916 günü Kağıthane’de Poligon Sarayı’nda kurşuna dizilerek idam edildi.Abid Yaşaroğlu
abidyasaroglu@buulkegazetesi.com'dan ALINTIDIR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eski İstanbul Hayatı OSMANLI İmparatorluğunun merkezi  olan İstanbul, tarihi, değerli eserleri ve tabii güz...