YAKUP CEMİL
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin önemli silahşörlerinden, 1916 yılında
Kağıthane’de idam edilen Yakup Cemil 1883 yılında, büyük Çerkez göçüyle
İstanbul’a gelmiş bir ailenin çocuğudur. 1903'de Teğmen rütbesiyle
Harp Okulu'ndan mezun oldu. İlk görev yeri Manastır'da Enver Paşa'nın
emrinde bulunmuş ve hayatı boyunca da Enver Paşa'nın en yakınındaki
adamlarından biri olmuştur. II. Meşrutiyet dönemine kadar bu bölgede
görev yaptı. Bulgar, Sırp, Yunan, Arnavut çetelerine karşı mücadele
etti. Gayri Nizami Harp tecrübesini bu dönemde kazandı. Teşkilatı
Mahsusa kurulduğunda. Kuşçubaşı Eşref'in ilk istediği adamlardan
birisiydi . Herzaman çift silah taşıyan en ufak şeylerde bile hiç
çekinmeden tetik çeke bilen biri. Her zaman sol eli ile tokalaşırdı
tanımadıkları ile...sağ eli her zaman silahındaydı... İhtilalin ardından
İttihat ve Terakki cemiyetince 1909 yılında İran'a gönderildi. 31 Mart
olaylarının patlak vermesiyle İstanbul'a çağrılınca görevini bırakmak
zorunda kaldı. 1910 da gazeteci Ahmet Samim Bey'e düzenlenen suikastın
faili olduğu iddia edildi ancak bu iddia ispatlanamadı
Bab-ı Ali baskınında Yakub Cemil, Bab-ı Ali binasına ilk giren
baskıncılar arasındaydı. Baskın esnasında karşılarına çıkan ve "Siyasete
karışmayacağınıza söz vermiştiniz sözünüz bu muydu?" diyen Harbiye
Nazırı Müşir Nazım Paşa'yı "bu herife laf anlatılır mı" deyip şakağından
vurmuştur. Bu olayın etkisiyle kısa bir süre sonra, yüzbaşı rütbesinde
iken ordudan atıldı. Yine de aynı yıl Garbi Trakya Muvakkat Hükümeti'nin
kurulmasıyla sonuçlanan muharebe döneminde Enver Bey'in emrinde orduda
gönüllü olarak yer aldı.
1911'de Trablusgarp'ı(Libya) kurtarmak amacıyla başlatılan mücadeleye
katıldı. Trablusgarp yoluna Binbaşı Mustafa Kemal Bey ile çıktı. Yakub
Cemil yine Enver Bey'in emrindeydi. Yerel halkı örgütleyerek gerilla
savaşını başlattılar. Bu esnada düşmana bilgi sattığından şüphelendiği
kendisinden rütbeli teğmen Şükrü'yü bir gece çadırına gelerek uykusundan
kaldırıp kafasına bir kurşun sıkarak öldürmüştür. O gece karargah
karışmış ve Yakup Cemil bir çılgınlık daha yapmaması için İstanbul'a
gönderilmiştir. Daha sonra bu olayı kendine soranlara "siyah olduğu için
öldürdüm" demiştir.!!!!!
İstanbul günlerinde İttihat ve Terakki yönetimi ile ters düştü ve
İtilaf devletleri ile barış için İttihat ve Terakki hükümetini ikna, bu
mümkün olmazsa darbe ile devirme planları yaptı. İttihat ve Terakki
hükümetini dağıtmak, İtilaf devletleri ile barış yapacak bir hükümeti
yıkmak istiyordu. Başkomutan ve Harbiye Nazırı adayı ise Mustafa
Kemal'di. , Meserret Kıraathanesi'nde uluorta bağırıp çağırmış, yan
tarafta bilardo oynar gibi yapan Teşkilat-ı Mahsusa ajanları da bunu
rapor etmişlerdi.
İş o kadar ayyuka çıkmıştı ki, bir gün Ömer Seyfettin dahi kendisini uyarma ihtiyacı duydu.
İttihat ve Terakki içindeki entrikaların sonucunda Talat Bey grubunun
Enver Paşa'yı kandırması sonucunda hükümeti devirmeye teşebbüs ve
Harbiye Nazırı Enver Paşa'ya suikast suçlamasıyla tutuklandı. Enver Paşa
Yakup Cemil'in idam edilmesinden yana değildi. Ancak Enver Paşa'nın
yurtdışında bulunmasını fırsat bilen Talat Paşa Yakup Cemil'in idamına
karar verdi. 11 Eylül 1916 günü Kağıthane’de Poligon Sarayı’nda kurşuna
dizilerek idam edildi.Abid Yaşaroğlu
abidyasaroglu@buulkegazetesi.com'dan ALINTIDIR
abidyasaroglu@buulkegazetesi.com'dan ALINTIDIR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder