11 Eylül 2012 Salı

oSMANLI PAPARAZZİLERİ:MİNYATÜRCÜLER



 Gazetenin, televizyonun ve fotoğrafın olmadığı devirlerde yaşanan düğün, dernek, kutlama ve sünnet gibi olaylar günümüze 'Surname' adı verilen minyatürlü şenlik kitapları sayesinde geldi. Osmanlı Edebiyatı alanında bugün Türk üniversitelerinin 'en kıdemli' öğretim üyesi olan Prof. Dr. Günay Kut en ünlü 'surname'leri anlatıyor Türk edebiyatının en canlı ve en ilginç örnekleri olan 'Surname' adını taşıyan kitaplar, geleneksel değerlerinin yanısıra geçmişi bugüne taşımaları bakımından da büyük önem taşırlar.  'Sur' Farsça 'düğün', 'náme' de kitap anlamına gelirdi. Padişahların kızlarını evlendirmeleri veya şehzadelerini sünnet ettirmeleri 'sur' denilen bu büyük şenliklerle yapılır, şenlikler sırasında günler süren sayısız eğlenceler düzenlenir ve ziyafetler verilirdi. Şenlikler kimi zaman hükümdarının emriyle bazen de sanatçılar tarafından gönüllü olarak en ince ayrıntıları bile kaydedilerek düzyazı veya şiir şeklinde káğıda dökülür, ortaya çıkan bu eser 'surname' adını alırdı. Geçmişin şenlikleri bugüne işte bu surnameler sayesinde ulaştı.
ÇANAK YAĞMASI
'Sur emini' denilen düğün sorumlusu herşeyin başında bulunur, hazırlıklar ve iş dağılımı hiçbir şekilde aksamazdı. Düğün hazırlıkları bir yıl öncesinden başlar, ilk iş olarak mutfak eşyaları, kap-kacak, çini tabak, bardak, sini, kaşık, kazan gibi malzemeler satın alınırdı. 16.-18.yüzyıl arasında kullanılan tabaklar İznik'ten ısmarlanırken 19.yüzyılda yaşanan batı etkisiyle Saksonya çinileri kullanılır oldu. İstanbul'da yapılan şenlikler genellikle o zamanlarda 'Atmeydanı' denilen şimdiğin Sultanahmet Meydanı'nda ve bugün Türk ve İslam Eserleri Müzesi olarak kullanılan İbrahim Paşa Sarayı'nın önünde yapılırdı. Kutlamaların ve düğün alaylarının Kağıthane, Dolmabahçe ve Okmeydanı'nda düzenlendiği de olurdu. 1675 tarihinde yapılan sünnet ve düğün şenlikleri ise Edirne'de yapıldı.Surnamelerde şenlikler ayrıntılarıyla anlatılırdı. Eğlenceler, fişek gösterileri, hediyelerin nitelikleriyle özellikleri ve kimler tarafından verildikleri ve yabancı misafirler gibi detayların bugün bütün yönleriyle bilinmesi, bu eserler sayesindedir.Halk için verilen ziyafete 'çanak yağması' veya 'umum ziyafeti' denirdi. Meydana dizilen çanaklarda geleneksel yemekler yani pilav, et ve zerde ikram edilir, kadın- erkek, genç-yaşlı binlerce kişi çanaklardaki yemekleri yedikleri sırada çıkan kargaşalar düğünün düzenini korumakla görevli olan tulumbacılar tarafından yatıştırılırdı. Üst düzey davetliler, çanak yağmasını çadırlarından seyrederlerdi.

HEPSİ TARİHE GEÇTİ  Büyük düğünlerle ilgili bilgilere sadece surnamelerde değil, bazı Peçevi ve Raşid gibi bazı tarih kitaplarında da rastlanır. Son derece debdebeli ve tantanalı olan 'sur' geleneği bir yerde sarayın halka inmesi ve sokaktaki insanı kucaklamasıdır. Binlerce halk çocuğunun şenlikler sırasında sünnet ettirilmesi, halk için ziyafetler verilmesi ve fakirlerin evlerine tepsilerle yemekler gönderilmesi de bu hedefe yöneliktir.

150 DOKTORLU SARAY SÜNNETİ  Osmanlı düğünlerinin en uzunu 1582'de 3. Murad'ın oğlu 3. Mehmed için yapıldı ve 52 gün 52 gece devam eden şenlikler surnamelerde gün gün anlatıldı. Bu surnamelerin en ünlüsü, devrin tanınmış tarihçisi Gelibolulu Mustafa Ali'nin vermiş olduğu şiir şeklindeki eserdi.

'İntizam' adlı yazarın 3. Murad'ın emriyle hazırladığı bir diğer Surname ise, Nakkaş Osman ve ekibi tarafından 427'si halen elimizde bulunan 500 adet minyatürle süslendi. 1582 düğünü bu eser sayesinde törenleriyle, yemek sofralarıyla ve eğlencelerinin bütün ayrıntılarıyla muhteşem bir kitap halinde bugüne ulaştı. Eser halen Topkapı Sarayı Müzesi kitaplığında saklanıyor.
Kaynak:
http://arsiv.hurriyetim.com.tr/ozel/turk/99/10/18/ozehab/13oze.htm

* * *
           

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Eski İstanbul Hayatı OSMANLI İmparatorluğunun merkezi  olan İstanbul, tarihi, değerli eserleri ve tabii güz...